3 Nisan 2016 Pazar

Nedenimi kaybettim hükümsüzdür.

 Yaptıklarından çok yapmadıklarının değerli olduğu bu dünya da yapmamam gereken şeyleri yapmamayı başaramıyorum bir türlü. Ne zaman böyle oldum? Ne zaman duygularım mantığıma depar atar oldu? Büyüyemedim mi? Büyütemedim mi içimde ki çocuğu? Susturamadım mı kalbimin sesini? Dur diyemedim mi hep kalbimi dinleyen dilime? Ne zaman böyle oldum ben?

2 Mart 2016 Çarşamba

Dünya küçük. Allah büyük.

Ders : Hayat Bilgisi
Konu: Geçtiğini sandığın sınavlar
Süre: Bir ömür
Sınav: Her Daim

Konu Başlıkları:

Unuttuğumuzu sandığımız anılar, üstünü kapattığımız yaralar, yok saydığımız acılar... Uzakta zannettiğimiz ama hayatımızın merkezinde olanlar...

Sustuklarım, söyleyemediklerim. Bir dinleseydi neler anlatırdım dediklerim. Korkularım. Yapamadıklarım. Yanlış yaptıklarım. Yaşayamadıklarım. Kırılan umutlarım. Dağılan hayallerim... 

Kendime not: 

Geçemediğin her sınav gün gelip karşına çıkacaktır. Acılarını erteleme büyüyerek daha çok yakacaktır. Unutma! Herşey zıttıyla vardır ve insan unutan olduğu kadar hatırlayandır. Hatırladıkların unutamadıkların, unuttukların ise asla hatırlamayacaklarındır. 



9 Kasım 2014 Pazar

Hayal kırgınlığı

Çocukluktan öğretilir bize hayal kurmak. Büyüyünce ne olacaksın sorusuyla başlar. Düşünürsün, istersin, hayal edersin. Herkesi destekçin zannedersin, karşında attıkları şen kahkahalara bakarak. 

Yıllar akıp gittiğinde, çevrendekiler kendi dünyalarını bırakıp senin dünyan üstünden hayal kurmaya başladığında, şen kahkahaların yerini 'cık cık cık'lar' aldığında anlarsın hayallerine ne kadar uzak olduğunu ve ne kadar uzak olman gerektiğini. Ve hiç hazır olmadığın bambaşka bir dünyanın içine sürüklenirsin. 

Bir süre sonra ne kadar olmak istediğim yerdeyim sorusu kemirir içini. Başkalarının isteklerini ne kadar dinlemişsen kendi isteklerine o kadar sağır kalmışsındır. Sanki başka bir şansın varmış gibi pişmanlıklarla dolu bir 24 yılın olmuştur. Başkaları senin hayallerini gerçekleştirirken, senin elinde keşkelerle dolu bir geçmiş, kırgın olduğun bir bugün ve gerçekleşmeyen hayallerinin 'belki bir gün olur umuduyla' geçecek bir gelecek vardır.






13 Ekim 2014 Pazartesi

Sevebilmek

Sevmeyi ben seçmedim yaşamayı seçmediğim gibi

Sevmek çok güzel olurdu benim için

Eğer bilseydim beni sevdiğini

Yaşamakta çok güzel olurdu senin için

Eğer sevebilseydin benim gibi..



2 Eylül 2014 Salı

Biri dostum mu dedi?



"Derya olunca nefes 
Parelenince kafes 
Ta kesilince bu ses 
Çağırırım: Dost! Dost! "

Dost; dört harf tek hece... Söylemesi kolay yaşaması zor. Anlaması kolay, anlatması zor. 

Hayat; uçsuz bucaksız bir çöl gibidir bazen. O yakıcı sıcağın altında sığınacak bir gölge ararsın. 
Deli bir okyanustur bazen. Nefes aldıkça derine çeker seni. Kurtulacak bir liman ararsın.
Derin bir bataklıktır bazen. Batarsın çırpındıkça. Tutunacak bir dal arasın.
Issız bir ormandır bazen. Korkarsın içten içe. Seni rahatlatacak bir ses ararsın.

İşte bu zor zamanların çaresidir DOST.

En güzel şarkıların sözü, en güzel filmlerin kahramanı, en güzel şiirlerin ilham kaynağıdır Dost. 
Nefes almak değildir o nefesi beraber vermektir.
Bazen ana kucağıdır bazen baba ocağı.
Abla şefkati, kardeş merhametidir.


Gülmeyi hatırlatan ama ağlamayı da unutturmayandır dost. 
Senle saatlerce saçmalayan ama öğütlerini de eksik etmeyendir dost.
Senin başarına senden çok sevinen. Senin acına senden çok üzülendir.

Bir damla gözyaşıdır dost. Gülerken de ağlarken de...

Doğrudur dost. Yalansızdır dost. Menfaat kelimesi yoktur onun lügatında.

Güldür dost. Dikenlerinin tutmayı bileni incitmediği bir gül.


Dobradır dost. Kalbinden geçeni onun kalbine uydurarak izah etmektir. Anlamaktır, anlayıştır.

İmdattır dost. Hani aşırı sıcaklardan sonra gelen yağmur gibi... 

Sırdır dost. Kaldığın dersin, hoşlandığın çocuğun, yaptığın yanlışların sırrı...

İyi gündür dost. Kötü günlerin bile onunla iyidir.

Beklemektir dost. Ne zaman canın yansa ne zaman için acısa geleceğinden emin olarak beklemektir.

İhtiyaçtır dost. Ekmek gibi su gibi.. Onsuz geldin ama onsuz gidemeyecekmişsin gibi.

Bir çiçeğin renginden bir böceğin ömründen bir ağacın büyüklüğünden bir sineğin küçüklüğünden umarsızca bahsedeceğin, konuşacak konu kalmayınca saatlerce susabileceğin kişidir dost. Sözleri kadar susması da derindir dostun. Ve sadece sevgi ışınlar kalpten kalbe.


Hissetmektir dost. Aynı şeyi aynı anda...

Büyüklüktür dost. Sen haklı olsan da onu haklı görebilmektir. 

Umuttur dost. Fırtınadan sonra çıkan gökkuşağı gibidir. Cıvıl cıvıl, rengarenk.

Alışmaktır dost. Hep varmış gibi hiç gitmeyecekmiş gibi. 

Şifadır dost. Bir tas çorba gibi sıcacıktır. Hapşırdığında 'çok yaşa'dır.

Ve bazen istemesekte yaradır dost. 
Basit bir sözün açtığı derin, acıtan bir yara... 



5 Ağustos 2014 Salı

Gün geçmiyor ki yeni şeyler öğrenmeyelim...

Bugün kendimce bilmediğim bir şey öğrendim. Aslında çokta önemli değil ya belki birinin işine yarar diye buraya yazıvereyim dedim. Sezen Aksu'nun hala haber bekliyorum senden şarkısının bir sözünü öğrendim; 'Okçunun önünde saygıyla eğil'. Öylesine mırıldanma usulü geçerdim hep o kısmı. Ama asıl mesele okçu ne alaka. Sezen ablamız Khalil Gibran isimli Lübnanlı bir şairin şiirine atıfta bulunmuş meğer. Şiir harika şarkıyı da çok severim ve paylaşmak şart olur bu durumda. Eğer ki bir okuyan olursa şimdiden keyifli dinlemeler.



Çocuklar
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, 
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları. 
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler 
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. 
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. 
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. 
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. 
Çünkü ruhlar yarındadır, 
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. 
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları 
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. 
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur. 
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. 
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür 
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. 
Okçunun önünde kıvançla eğilin 
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar 
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
KHALIL GIBRAN




Not: İlginç bir şekilde Sezen Aksu'dan bulamadım şarkıyı. Mabel Matiz'den eklemek zorunda kaldım. Bu tarzı da seviyorum açıkçası. Neyse çok isteyen açsın youtubedan izlesin. Hadi bay.





30 Haziran 2014 Pazartesi

Ben kendime hiç iyi bakamadım...

Düştün yine aklıma bir bahar sabahı..
Yıllar geçiyor, mesafeler artıyor ve ben hiç eksilmiyorum.
Bir şarkı sözü ne kadar acıtabilir insanın içini?
Beni paramparça ediyor...
Senin dilinden dökülen o üç kelimeye ne şarkılar yazılmış meğer...
Ben seni 'seni seviyorumlu' şarkılarla hatırlamayı ummuştum oysa ki...
Ne yazık ki payıma kendime iyi bakmak düştü...